Yükleniyor...

Ya kaçarsa ve bir daha aynı bölgeye gelmezse?

Bugün günlerden 25 Ocak 2025.

Bugün günlerden 25 Ocak 2025. Geçtiğimiz bir-iki aylık süreçte markette çok büyük bir düşüş geldi ve birçok parite en tepesinden en az yüzde 50 civarında düşüşler yaşadı. Bazı coin’lerdeki düşüşler yüzde 70-80’leri dahi buldu. Bazı kişilerin yaptığı yatırımlar hâlâ kârlı bir şekilde dururken (ki onlar da kârdan büyük zarar ettiler) bazı kişiler maliyetlerine geldi, bazılarıysa maliyetlerinin de altına düşerek zarar etti.

Yalnızca bu üç senaryoya bakarak dahi üç tip yatırımcının varlığından bahsedebiliriz: Bir grup yatırımcı herkesin korktuğu dönemde henüz piyasada kimse bulunmuyorken alımlar yapmış ve çok düşük seviyelerden aldıkları pariteler büyük düşüşlere rağmen karlı bir şekilde devam etmekte. Bir diğer grup ise onlardan bir süre sonra alımlar yapmış, bir süre boyunca pozlarını kârlı bir şekilde devam ettirebilmiş fakat herhangi bir satış yapmadıkları için fiyat alım noktalarına gelerek herhangi bir kâr yapamamalarına neden olmuştur. Son grup ise alım yapmakta çok geç kalıp tanıdıkları kişilerden, fenomenlerden veya sosyal medyadan duyduğu söylemler ve haberlerden hareket ederek alım yapan FOMO’cular diyebiliriz.

FOMO nedir?

İngilizcede “FOMO (Fear of Missing Out)” olarak geçen, Türkçeye ise “Kaçırma Korkusu” olarak çevrilen bu kavram kısaca hayatın birçok noktasında kişilerin bir şeyleri kaçırma korkusu olarak tanımlanmaktadır. Sosyal medyadan iş hayatına, sosyal çevreden finansal piyasalara kadar birçok konuda insanları tetiklemekte ve geç kalmışlık hissine yol açmaktadır. Örneğin bir cumartesi gecesi herkes dışarıdayken evde tıkılıp kaldığınızı gördüğünüzde, arkadaşlarınız kariyerlerine devam ederken işsiz bir şekilde kaldığınız zamanda, takip ettiğiniz bir kişi Bitcoin’i 20 bin dolar seviyesinden alırken 50 bin dolar civarında dahi henüz alım yapmadığınızı fark ettiğinizde hissettiğiniz duygu FOMO’ya karşılık gelmektedir.

Birçok kişi Bitcoin değil de altcoin aldığı için oradan örnekleyerek devam edeceğim. Birçok kişi tarafından da takip edilen ARKM paritesini inceleyelim. Görebileceğiniz üzere aşağıdaki görselde dört farklı seviye belirledim. En dip nokta 0,38, ikinci nokta olan 0,76, üçüncü nokta 2,74 ve en tepe nokta olan 3.99 seviyesi. Ayrıca seviyeler arasındaki bazı düşüşleri ve yükselişlerin oranlarını da grafiğe ekledim. Tüm bu seviyeleri ve oranları göstermemin sebebi finansal piyasalarda fırsatları kaçırdığınızı düşünmenizin içinin neden boş olduğunu göstermektir. Şimdi bu konuyu birkaç farklı açıdan ele alarak tartışacağım.

İlk olarak görebileceğiniz üzere 0,28 seviyesinden alım yapan bir kişinin hiç satmadığı bir senaryoda (ki bana göre en dipten alıp elindekilerin hepsini en tepeden satmayı başarabilen kimse yoktur) yaklaşık 14x’lik bir kârı olacaktır. Öte yandan ilgili bölgeyi kaçırıp ikinci belirlediğim seviyeden alan bir kişi ise yaklaşık 4,5x’lik bir yükseliş görecektir. Her iki tarihte de alım yapmayıp ikinci seviye olan 0,76 bölgesini bekleyen bir kişi ise önce en tepe nokta olan 3,99 bölgesine giden fiyatı görüp üzülecek, FOMO’ya kapılıp alım yaptıysa önce yüzde 70’lik, sonrasında ise yüzde 81’e varan bir düşüşe şahit olacak ve alım yapmak istediği bölgeye gelen fiyatı alamayarak yaklaşık 3x’lik bir yükselişi kaçıracaktır.

Marketteki birçok kişi piyasaları tek yönlü görme yanılgısına sahiptir, marketin sürekli yükseleceğini düşünerek hareket etmek ister. Bu oldukça anlaşılır bir yanılgıdır çünkü her birimiz yatırım yaptığımız ürünün fiyatının yükselmesini ve kâr etmeyi isteriz ancak markette yükselişlerin ve düşüşlerin bitmediğini aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Aksi takdirde gerek maddi gerek manevi birçok sorunla karşılaşabilir, ilişkilerimizi ve kişisel sağlığımızı yıpratabiliriz. Yüzde 70-80’lik düşüşler kimisi için büyük bir kriz ve darbe haline gelirken kimisi içinse çok büyük fırsatlar olarak yorumlanabilmektedir.

FOMO’ya neden kapılıyoruz?

Peki neden FOMO’ya kapılıyoruz? Öncelikle bunun en büyük nedenlerinden birisi sosyal karşılaştırmalar ve sosyal medyadır. Kişiler sosyal medya üzerinden başkalarının kazandığını gördükçe kendisinin fırsatları kaçırdığını ve ürünü daha pahalıdan alarak zarar edeceğini ya da o kişiler kadar kâr edemeyeceğini düşünmektedir. Giriştiği sosyal karşılaştırmalar yüzünden kasası büyümüş olsa da kendi yaptığı 2x’e sevinmek yerine başkası gibi 10x yapamadığı için üzülmektedir. Bu tarz bir düşünce yapısı da kişinin FOMO’ya kapılma ihtimalini artırmakta, bu sefer kapılmamış olsa dahi bir sonraki sefere “fırsatı” kaçırmak istememekte ve dürtüsel davranarak trene atlamaktadır.

Yine benzer doğrultuda herkesin alım yaptığını gören kişi (halbuki alım yaptığını gördüğü kitle yalnızca kendi takip ettiği ve benzer düşünce yapısına sahip kişilerden oluşmakta) kendi kararlarından emin olamamakta, şüpheye düşmekte ve yanılmış olabileceğini düşünerek düşündüğünün tersine işlemler almaktadır. Son olarak önceden kaçırdığımız fırsatların da bilişsel hassasiyetimizi etkilediğini söyleyebiliriz. Daha önceleri almayı düşündüğümüz fakat almadığımız bir paritenin yükseldiğini ve tekrardan hedeflediğimiz bölgelere gelmediğini gördükten sonra piyasaya karşı hırs yapabilir, öfkelenebilir ve doğru kararı doğru zamanda veremediğimizi düşünerek benzer hisleri yaşadığımız bir başka zaman alım yaparak önceki yaptığımız hatayı (alım yapmamak) tekrarlamaktan kaçınmak isteyebiliriz.

FOMO’nun üstesinden nasıl geliriz?

Özetle neredeyse her birimiz FOMO’ya öyle ya da böyle kapılmaktayız (Bana göre kapılmayan kimse yoktur, sonuçta hepimiz insanız ve duygusal işlemler alabiliyoruz). Bu noktada dikkat etmemiz gereken şey bir işleme girerken gerçekten hür irademizle mi yoksa başkalarının bize olan etkisiyle mi girip girmediğimizi fark etmektir. Eğer gerçekten de normalde alım yapmayı düşünmediğiniz bir bölgeden alım yapmaya çalışıyorsanız durup bu alımın gerçekten mantıklı olup olmadığını sorgulamanızı tavsiye ederim. ARKM grafiğinde de görebildiğiniz üzere piyasada fırsatlar hiçbir zaman bitmemekte, her gün bir başka fırsat doğmaktadır. Bugün trene atlamamış olmanız, yarınki uçağa binemeyeceğiniz anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla tek bir pariteye odaklanıp dürtüsel kararlar vermek yerine akıllı bir yatırımcı gibi davranıp yatırım kararlarınızı sürece yaymanız çok daha sağlıklı olacaktır.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.