Yükleniyor...

Kripto fenomenlerine neden güveniliyor? Sosyal psikolojik bağlamda inceleme- Bölüm V

Takip ettiğiniz fenomen size “A” coin’ini önermekte.

Takip ettiğiniz fenomen size “A” coin’ini önermekte. Arkadaşınız ise o coin’le ilgili dikkatli olmanız gerektiğini, aynı kişinin önerdiği eski coin’lerin birçok kişinin tüm parasını kaybetmesine yol açtığını söylüyor. Siz de yatırım yapmanın her daim içerisinde riskler barındırdığını, bu riskleri fark edebilecek kapasiteye sahip olduğunuzu ve eğer bir düşüş olursa öncesinde elinizdekileri satıp çıkabileceğinizi söylüyorsunuz. Ayrıca projenin yapay zekâ alanında önde gelen projelerden biri olacağını, bunun üstüne okumalar yaptığınızı (okumaların kaynağı takip edilen kişi) ve ileride 50x yapma potansiyeli olduğunu söylüyorsunuz.

Bir gün uyandığınızda aldığınız coin’in yüzde 40 değer kaybettiğini görüyorsunuz, projeyi size söyleyen fenomen geliştirici ekibin coin sattığını, projenin beklentisinin aksine içinin boş çıktığını ve satmanız gerektiğini, onun yerine “B” coin’i alarak zararlarınızı telafi edebileceğinizi söylüyor. Siz de projeyi geliştiren ekip sattıysa burada bir dolandırıcılık olabileceğinden şüphelenip diğer coin’i alıyorsunuz ve aynı durum onda da yaşanmaya devam ediyor…

İnsanlar neden fenomenlerin daha önce vermiş oldukları coin’ler defalarca kez sıfıra doğru gitmesine rağmen onları dinlemeye devam ediyor? Rasyonel olan davranış en azından takip ettikleri fenomenleri değiştirmektir fakat yine de aynı kişiler onları da dolandırmasına rağmen takip etmeye, hatta onların fikirlerini savunmaya devam etmektedir.

Bilişsel çelişki teorisi

İnsanlar inanç, düşünce ve davranışları arasında sürekli bir tutarlılık arama ihtiyacına sahiptir. Eğer birbiriyle çelişen iki öge bulunuyorsa kişiler birini savunurken diğerini reddetmek zorundadır. Aksi takdirde birbiriyle çelişen iki düşünce, inanç veya davranış kişilerde rahatsızlık hissine ve gerginliğe neden olur. Var olan olumsuz duyguları engellemek için zihinsel bir çaba harcar, düşünce ve davranışlarımız arasında tutarlılık aramaya ya da yaratmaya çalışırız. Sigara zararlı diyen birisinin sigara içtiğinde bunu mantığa bürümesi bilişsel çelişkiyi engelleme çabasına örnek olarak verilebilir.

Leon Festinger tarafından ortaya atılan bilişsel çelişki teorisine göre insanlar var olan bilişsel uyumsuzluktan kurtulmak adına çeşitli stratejilere başvururlar:

  • Çelişkili inanç, düşünce veya davranışlardan birisini veya her ikisini de ortadan kaldırabilirler.
  • Söz konusu çelişkiyi reddederek bir sorun olmadığını söyleyebilirler.
  • Çelişki olduğunun farkında olmalarına rağmen haksız çıkmamak adına yeni açıklamalar getirmeye çalışabilirler.
  • Sahip olduğu inanç, düşünce veya davranışları çürütecek yeni bilgilerden kaçınabilirler.
  • Kişi ilgili inanç, düşünce ve davranışları ne kadar çok sahiplenmişse çelişkiyi fark etme olasılığı azalacak ve yukarıdaki stratejilere başvurma olasılığı artacaktır.

Kehanet gerçekleşmeyince

Festinger, Riecken ve Schachter (1956) tarafından gerçekleştirilen bir alan çalışması ilgili duruma örnek olarak verilebilir. Marion Keech adında kâhin olduğunu iddia eden bir kişi, Clarion ve Cerus adlı gezegenlerden duyumlar aldığını ve 21 Aralık 1954 günü Lake City’de başlayacak olan bir tufanın bütün Amerika kıtasını yutarak kıyametin kopacağını söylemektedir. Kısa süre içerisinde insanlar Mrs. Keech’e inanmaya başlamış ve kıyametin gerçekten de olacağını düşünen Seekers adlı bir tarikat ortaya çıkmıştır. Festinger ve arkadaşları da gözlem yapmak üzere sanki onlara inanıyormuş gibi yaparak tarikatın içerisine sızmışlardır. Mrs. Keech tarikatında bulunan kişilere onunla kalmaya ve ona inanmaya devam ederlerse kendilerini uzayın derinliklerine götürecek bir uzay aracı geleceğini söylemiş ve insanlar da onun söylemlerine inanmışlardır. Gelen vahiylerle birlikte birçok kişi işlerinden ayrılmış, külte inanmayan yakınlarıyla ilişkilerini sonlandırmış, sahip oldukları birçok şeyi satmış ve tarikata bağışlamıştır. 21 Aralık günü ise tahmin edebileceğiniz üzere kıyamet kopmamıştır. Normal şartlar altında kehanetin gerçekleşmemesinin ardından insanların Mrs. Keech’e tepki göstereceğini, belki de ona linç girişiminde bulunacağını beklememiz gerekir fakat tarikat üyelerinin birçoğu beklenenin aksine tarikata ve inançlarına bağlılıklarını yitirmemiş, duaları ve bir arada kalmaları sonucunda kıyameti engellediklerine inanmaya başlamışlardır. Tarikata olan inancı daha zayıf kişilerse onları takip etmeyi bırakmış ve kandırıldıklarını belirtmişlerdir.

Aptal yerine konduğunu düşünmektense…

Muhtemelen bu deneyi okuduğunuzda Türkiye’deki kripto topluluğundan yazımızın başındaki gibi örnekler aklınıza gelmeye başlamıştır. İnsanlar kripto fenomenlerinin söylediklerini ilahi bir buyrukmuşçasına dinlemektedir. Yaptıkları yatırım miktarı (para, zaman, propaganda) artıkça fenomenler tarafından verilen bilgileri sahiplenme miktarları da artmaktadır. Örneğin birçok fenomen insanların onları takip etmeye devam etmesi adına çeşitli stratejilere başvururlar. “A” coin’in 30 Kasım’da gelecek haberle 3x yapacağını söyler, 30 Kasım’da ilgili olay gerçekleşmediğinde ise proje ekibinin haberi piyasalar uygun zamanda olmadığından beklettiği yalanını söylerler. Zaten halihazırda iki ay beklemiş ve parasının çoğunu yatırmış kişiler de fenomenin attığı bu yalanı sahiplenmeye daha yatkın hale gelirler. Çünkü iki ay boyunca hem zaman kaybetmiş hem de zararda beklemiştir. Aptal yerine konduğunu düşünmektense kendisini haberin ertelendiği fikrinin doğru olduğuna inandırmak ister. Üstelik arkadaşlarının veya başkalarının uyarıları karşısında birçok kişinin savunmaya giriştiği düşünülürse bu noktada haksız olduklarını kabullenmek onlarda rahatsızlık hissine ve psikolojik strese yol açacaktır. Bu noktada kişiler de belirli stratejilere başvururlar. Haksız olduklarını kabul etmek yerine fenomenin söylemlerini meşrulaştırmaya, o fikri savunan başka kişilerle kendi düşündüklerini doğrulamaya çalışabilirler. Coin’i alma kararını bireysel araştırmaları sonucunda verdiklerini söyleyebilirler. Yaptığı hatanın değerli olduğu yönünde (hatalarımdan ders aldım ve bir daha yapmayacağım) kendilerini kandırabilirler.

Gerçekten de 50x yapabilir mi?

Sahip olduğumuz inançlar boşa çıktığında, kandırıldığımızda, zamanı geri alamayacağımızda (fenomeni dinledikten sonra iki ay zararda beklemek) bilişsel çelişkiye yakalanabiliyoruz. Peki bu bilişsel çelişkilerden nasıl kaçınabilir?

Öncelikle daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz üzere kendinizi finansal okuryazarlık anlamında geliştirmek zorundasınız. Bir konuda fikriniz olmadığında kandırılma ihtimaliniz de artmaktadır. Bir coin’in gerçekten de 50x yapabilmesi için gerekli koşulları (trendler, likidite, vesting süreçleri vb.) öğrendiğinizde bunun o kadar kolay bir şey olmadığını anlayacak ve daha az risk alabileceksiniz.

Dışarıdan aldığınız her bilgiye şüpheyle yaklaşmalı ve araştırmalısınız. X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya araçlarında birçok bilgi dolaşmakta fakat bunlardan hangilerinin doğru olabileceğini araştırmak sizlere kalıyor. Eğer bir alım fikrinden yeterince emin değilseniz ve sizde rahatsızlık hissi yaratıyorsa onu almamak en doğru yol gibi gözükmektedir.

Sahip olduğunuz fikirleri arkadaşlarınızla ya da bu alandaki bilgisi güvenilir olduğu düşünülen diğerleriyle (kripto para reklamı yapmayan ve insanları eğitmeyi amaçlayan) objektif bir şekilde kıyaslamaya çalışabilirsiniz. Sizi rahatsız hissettiren, psikolojik strese sokan bir durum varsa kandırılıp kandırılmadığınızı test etmek amacıyla bu durumu yakınlarınızla veya konuyla ilgili bilgisi olmayan birisiyle paylaşabilirsiniz. Kandırılmak ve aptal yerine koyulduğunu düşünmek rahatsız edici olabilir fakat zararın neresinden dönerseniz kârdır.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.


ck x banner
ck youtube banner