Türkiye ekonomisi zora girdiğinde, kur fırladığında ‘Ah keşke dolar basa bilsek’ diyenler olur.
Elbette ekonomimizin temel sorunları dolar basmak ile çözülmez. Zaten mümkün de değildir. Çünkü ‘dolar’ı, sadece sahibi olan ABD Merkez Bankası FED basar. Biz ancak teknoloji yoğun ürün ve hizmetler üretip, bunları dışarıya satıp dolar kazanabiliriz.
Peki Bitcoin de teknoloji yoğun bir ürün/hizmet midir? Bitcoin, tek merkezden yönetilen ve özellikle ambargolarla mazlum milletler üzerinde baskı aracı haline gelen dolara alternatif uluslararası ortak bir küresel para birimidir. Arkasında da devrimci blok zinciri teknolojisi yer alır.
ABD Swift’i kapatabilir ama Bitcoin’i kapatamaz. Çünkü Bitcoin’in kapatılabilmesi için üye 10 milyonlarca bilgisayarın hepsinin bulunup kapatılması gerekir.
Öyleyse Bitcoin teknoloji yoğun, stratejik kullanım alanları olan ve ciddi talep gören bir ürün/hizmettir.
Bitcoin üretimi için yoğun bilgisayar faaliyeti ve enerji kullanımı gerekir. Bugün ortalama bir Bitcoin üretim maliyeti 7000 dolar civarındadır. Ancak elektrik ucuza temin edilebilirse bu maliyet daha da aşağı indirilebilir.
İran ve Venezuela gibi otoriter yönetimler önce Bitcoin’i yasaklamaya çalıştı. Sonra hem Bitcoini kapatmanın teknik olarak mümkün olmadığını gördüler hem de Bitcoin’in aslında doları bypass etmek için ne kadar faydalı olduğunu anladılar.
Sonuçta İran 2019 Ağustos ayında Bitcoin madenciliğini yasal bir sektör olarak tanıdı. Tahran yönetimi kendi elektrik üretim tesislerini kuran veya yenilenebilir enerji kullanan Bitcoin madencilerine teşvikler bile getirdi.
Venezuela Merkez Bankası ise Eylül ayında Bitcoin ve Ethereum vb kripto paraları resmi rezervlerine eklemek için çalışma başlattı. Çünkü ülkenin devlet petrol şirketi dolar ile ticaret yapamayınca Bitcoin ve Ethereum karşılığında petrol satmıştı.
Beyaz Rusya ise 2019 başında, 2020’de devreye girecek 2400 Megawatt (MW) kapasiteli yeni nükleer enerji santralinde Bitcoin madenciliği yapacağını açıklamıştı. Beyaz Rusya ayrıca kripto para ve blokzincir şirketlerine 5 yıl vergi muafiyeti getirdi.
Son olarak Rusya’da devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom, bazı atom santrallerinde bitcoin madencileri için tesis alanları kurduğunu açıkladı. Şirket öncelikle Moskova yakınlarında yer alan Kalinin nükleer enerji santralinde 4,8 milyon dolar yatırım yaparak madenciler için 30 MW’lık bir tesis inşa etti. Tesisin hızla doldurulması halinde kapasitenin 240 MW’a kadar yükseltilebileceği tahmin ediliyor.
Bu arada Rosatom Sibirya’da yer alan bir nükleer santralde 200 MW ve Baltık Bölgesi’nde Yer alan başka bir santralde ise 130 MW gücünde bitcoin madenciliği tesisleri kurmayı da planlıyor.
Rus devletinin himayesinde kurulacak bu Bitcoin madenciliği tesisleri dünyanın en büyükleri arasında yer alacak. Küresel madencilik devi Çin’li Bitmain, Texas’ta kuracağı bir tesiste 50 MW kapasite ile üretime başlayıp sonradan 300 MW’a çıkmayı tasarlıyor. Yine aynı bölgede kurulacak bir başka Bitcoin madenciliği tesisi ise 300 MW’ta başlayıp 1 Gigawatt’a çıkacak.
Evet, Türkiye olarak kısa vadeli acil ihtiyaçlarımız için dolar basamayız ama elektriği ucuza mal edebilirsek ve özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarını yoğunlaştırsak gayet karlı bir şekilde Bitcoin basabiliriz. Bitcoin altın benzeri bir dijital varlık olduğu için fiyatı üretim maliyetinin zaman zaman altına düşse de orada çok fazla kalmıyor. 10 yıllık Bitcoin tarihinde fiyatın üretim maliyetinin kat kat üzerinde olduğu çok uzun dönemler var. Üstelik Bitcoin üreterek dolar baskısına karşı tüm dünyanın kabul ettiği bir küresel rezerv para alternatifine de destek vermiş oluruz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.
