DeFi ve DeFi 2,0’ın ne olduğuna gelin hep birlikte farklı açılardan, daha yakından bakalım. DeFi (Merkeziyetsiz Finans) hayatımıza gireli sadece iki yıl oldu. Satoshi’nin finansta merkeziyetsizlik fikri, şimdiden çok büyük kitlelerin ilgisini çekmiş gibi görünüyor.
Bilindiği üzere blok zincir teknolojisinin hala çözemediği birçok sorun karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunları Bitcoin ve diğer kripto paralar ile her geçen gün farklı şekillerde tecrübe etmekteyiz. Regüle edilmemiş ve belli standartları olmayan bu ekosistemin gelişmeye ihtiyacı olduğunu görebiliyoruz. Elbette daha çok yeni olan DeFi’ın da içinde yaşadığı farklı birçok problem var. Bu yazımızda ise önce DeFi tanıyalım. Daha sonra ise DeFi’ın yaşadığı sorunlardan bahsedelim.
DeFi Nedir?
DeFi’nin popülaritesi 2020 yılında ciddi şekilde artmaya başladı. Henüz daha çok yeni olmasına rağmen piyasa değeri şu an 45.5 milyar TL’nin üzerinde. DeFi Bitcoin’in geliştiricisi olan Satoshi’nin bize kazandırmak istediği merkeziyetsiz finans fikrinin farklı uygulamalar ile hayatımıza yansımış hali olarak düşünebiliriz. Günümüzde birçok merkeziyetsiz finans uygulaması bulunmaktadır ve bu uygulamaların hiçbirinde kimlik doğurlama yapmak zorunda değilsiniz. Kişisel bilgilerinizi paylaşmadığınız gibi sadece merkeziyetsiz cüzdanınız Metamask ile kolayca merkeziyetsiz dünyanın kapılarını aralayabilirsiniz.
DeFi 2.0 Hangi Sorunları Çözmek İstiyor?
DeFi 2.0 henüz kurulmakta olan bu ekosistemin sorunlarını optimize ederek daha üst bir ekosisteme evirme çabasıdır. İlk olarak yaşanan sorunlardan birisi DeFi de şuan kimlik doğrulama sisteminin olmamasıdır. Doğası gereği bu anonimliği sağlamak isteyen ekosistem maalesef devletlerin çeşitli regülasyon yapılarıyla karşı karşıya gelmektedir.
DeFi ekosistemi karşılaştığı sorunların çözümünü tek başına aramamaktadır. Birazdan değineceğimiz konuların, aynı zamanda blockchain teknolojisini de ilgilendiren sorunlar olduğunu söyleyebiliriz.
1. Ölçeklenebilirlik: Merkeziyetsiz finansta genel olarak yavaş işlem trafiği ve yüksek işlem ücreti olarak karşımıza çıkmaktadır. Zamanla bu durum ekosistemi verimsiz bir hale getirmektedir.
2. Merkeziyetsizlik: Blockchain altyapısında olan merkeziyetsiz finans projelerinin merkeziyetsiz bir yönetişime sahip olmaları gerekmektedir. Projelerin birçoğu hala DAO yapısını uygulamamaktadır.
3.Güvenlik: Sektörde sık sık yapılan güncelemeler ile yapılmakta olan denetimlerin birçoğu boşa çıkmaktadır. Ekosistemin denetimi konusu tam çözümlenmiş bir yapıya sahip değildir. Buna reğmen insanların ekosisteme çok büyük tutarlar yatırıyor olmaları tehlikeyi daha da arttırmaktadır.
4. Oracle: Merkeziyetsiz uygulamalar whitepaper’larında yazılı olan kurallara dayalı kodlarla çalışmaktadır. Birçok durumda sistemin içerisine dışarıdan bilgilerde entegre olmak zorundadır. Bunu sağlayan yapılara ise Oracle adı verilmektedir. İlerleyen süreçte daha komplike işleri de destekleyebilecek, daha kaliteli Oracle’lara ihtiyaç duyuyoruz.
5. Likidite: Projelerin hayata geçebilmesi ve sistemin çarklarının dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu para kaynağı olarak ifade edebiliriz. Farklı projeler üzerinde dağılan finansal kaynakların, özellikle ayı piyasalarında büyük sorunlar yaşamalarına sebep olmaktadır.
DeFi 2.0’da ise tüm bu sorunların çözümünde rol oynayacak yeni projeler, entegre edilebilir teknolojiler ve algoritmalar geliştiriliyor. Ekosisteme dahil olmadan önce bu teknolojinin henüz çok genç olduğunu ve barındırdığı bu riskleri göz önüne almalıyız. Ekosistemin daha çok insana ulaşmasının ve deneyimlenmesi gerektiğini, deneysel bir sürecin içerisinde olduğumuzu göz ardı etmemeliyiz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.