Ekim ayına Çin borsalarının tatilde olduğu bir hafta ile giriş yaparken, ABD tarafında ise yeni mali dönemi başladı.
ABD Merkez Bankası (Fed) 20 Eylül toplantısında federal fon oranı hedef aralığını 22 yılın en yüksek seviyesi %5,25-%5,5’te tutarak bir başka faiz artışının daha olabileceğinin sinyalini vermişti. Diğer yandan, Fed kasım ayı toplantısının CME faiz artış tahminine baktığımızda ise %66 oranla sabit kalması bekleniyor. Önümüzde faiz engeli devam etmekle birlikte ekonomistler, Fed’in ülkenin ekonomisine aşırı zarar vermeden faiz oranlarını artırdığını, şimdi ise ‘sabırlı’ olup beklemeleri çağrısında bulunuyor.
Cuma günü ise ABD tarafından istihdam verilerini alacağız. Bu veri önemli çünkü Fed her toplantısında enflasyonun %2 hedefine gelmesini vurgularken aynı zamanda güçlü istihdam piyasalarının da altına çiziyor. Eylül ayı toplantı metninde istihdam artışının son dönemde yavaşladığı ancak gücünü koruduğu da ifade edilmişti. Ekonomik projeksiyonda ise 2023 işsizlik beklentisi %4,1’den %3,8’e düşürüldü. 2024 ve 2025 işsizlik beklentisi %4,5’ten %4,1’e indirildi.
Beklenti doğrultusunda gelecek istihdam verileri Fed’in bir sonraki faiz kararını alırken göz önünde bulunduracağı en önemli etkenlerden birisi olacak.
Kripto para piyasalarında geçtiğimiz hafta perşembe günü güzel bir haber geldi ve ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) VanEck, ProShares, Valkyrie ve Bitwise gibi şirketlerin ETH vadeli ETF tekliflerini onayladığını gördük. Haber sonrası 2 ekim tarihi itibarıyla da Bitcoin 28.500 dolar seviyesine kadar yükseldi. Pazartesi günü vadeli ETH işleme açılmıştı ancak hacim 800.000 dolar seviyelerinde kalarak oldukça düşük performans gösterdi. Kripto para piyasalarının beklediği spot ETF teklifleri ise SEC tarafından ertelenmiş durumda. Bildiğiniz gibi olası bir spot BTC ETF onayı boğanın fitilini ateşleyebilir ve bu durum da Gary Gensler’in istemediği türden bir gelişme.
3 Ekim’de ise ABD 10 yıllık Hazine tahvil getirisi %4,75 ile son 16 yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Bitcoin fiyatında baskıya yol açtı. Tahvil faizinin yüksek olması, yatırımcıyı kendisine çeken güçlü bir sebep. Bu yüzden riskli varlıklardan çıkışın tetiklenmesi kaçınılmazdı. Önümüzde hâlâ uzun bir yol var ancak bu gelişmeler bizleri yıldırmamalı çünkü savaşımız sonuna kadar devam ediyor.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.