“Yatırım Tarafında Kripto Para Değil Bitcoin Ekosisteminin İçerisindeyiz”
Bu tür maksimalist cümleleri benden duyamazsınız ancak salt hakikatin gözlükleri ile bakmaya gayret gösteriyorum nefes aldıkça. Blok zincirinin kurumsal çözümler üreten, maliyetleri düşüren, en güvenli biçimde güven duyma ihtiyacımızı ortadan kaldırma çabasını ve ekosistemini bir tarafa koyarsak, kripto paralarla alım-satım ve yatırım yapan taraftaysanız Bitcoin hakimiyeti (Bitcoin Domination) diye bir kavram girmiştir hayatınıza. Hakimiyet oranı hesaplanması ve kritiklerine girmeyeceğim zaten bu konu fazlasıyla ele alındı ve küçük bir çabayla arayarak ulaşabilirsiniz. Hakimiyet bir de forex piyasalarda geçerlidir. LearnBonds.com verilerine göre 2019’da yılında forex piyasası işlemlerinin %88’i Dolar’la gerçekleşmiştir, ikinci sırada ise Euro bulunmaktadır. 2019 yılında forex piyasasında Euro işlem hacmi %32 oranında yükseliş göstermiştir. Kripto para piyasasını domine eden en likit varlıklar Bitcoin ve Ethereum, forex piyasasında ise Dolar ve Euro’dur. “Likidite nedir?, ne işimize yarar?” derseniz likidite bir varlığın nakite çevrilebilme yeteneğidir. Likit piyasalarda slipaj nadir yaşarsınız, makaslar (spread) daralır (alır-satarken de karlı olursunuz) ve emirleriniz çok hızlı şekilde gerçekleşir. Kripto para piyasasında Bitcoin, geleceği konusunda en çok ümitli olduğum Etherum platformunun doğal jetonu (token) olan Ether’den bile 10 kat daha yüksek bir likiditeye sahiptir. Dikkat ederseniz forex ve kripto para piyasaları bazı açılardan birbirine benziyor ancak major bir fark var! Bank for International Settlements verilerine göre forex günlük hacmi 6.6 Trilyon Dolar seviyelerine ulaşırken, kripto para piyasası ise 100 Milyar Dolar civarında seyrediyor yani forex kripto para piyasasının 66 katı büyüklükte ve rakipsiz bir günlük hacime sahip.
Ayrıca kripto para piyasasının içindeyseniz borsalarının çoğunda en çok BTC çiftleri görürsünüz hatta bazı borsalar ilk açıldığında BTC dışında başka bir alternatif yoktu. Aldığınız sattığınız altcoinlerin fiyatlarını genellikle Bitcoin cinsinden söylersiniz “100 Sats’da alım için bekliyorum”, “300 Satoshi’de direnç var”, “500 Sats’dan almıştım tutuyorum”, “abi bir de Bitcoin tarafının grafiğine bakalım” gibi cümleleri sık duyarsınız. Özetle yatırım tarafında Bitcoin ekosistemi içerisindeyiz ciddi anlamda. Bu bir geçiş dönemi roller değişebilir ancak Bitcoin hayatımızda aktif olarak kullandığımız, tabana inen mükemmel bir blockchain ve kripto para konsepti oldu. Ayrıca çok büyük bir marka değeri olduğu da aşikar. Bitcoin ekosistemi ve içinde bulunduğumuz kripto para piyasasının bir test dönemi olduğunu düşünüyorum. Bu arada merkez bankalarının kendi CBDC (Merkez Bankası Dijital Paraları) projeleri söylentiyi de aşarak Proof of Concept algoritmaları aşamalarına geldi!
Paranın Fonksiyonları Üzerinden Bitcoin’in Fonksiyonları Neler?
Paranın temel fonksiyonu olan bir değişim aracı olması mı?
Evet başlangıçta böyle düşünmüş Bitcoin’i dizayn eden akıl/akıllar ve hatta Bitcoin’de noktadan sonra sekiz sıfır olmasının (1 Satoshi = 0.00000001 Bitcoin) esprisi de bana kalırsa mikro ödemeleri düşünmüş olmaları. Temel olarak kolay bölünebilen, taşınabilen ve genel olarak kabul gören bir para değişim aracı olma özelliğine kavuşur. Başlangıçta böyle dizayn edildi ancak ölçekleme ve yüksek komisyon sorunlarından dolayı küçük miktardaki para hareketleri Bitcoin ana ağında sağlıklı yönetilemedi ve darboğazlar yaşandı. Tabii ki bu sorunları “Lightning Network” gibi 2. katman protokollerle çözebildiler ancak onun da kapasitesi 1ml.com sitesi verilerine göre şu an 7.7 Milyon Dolar civarında. Kısacası değişim aracı olarak kullanılmıyor Bitcoin herhangi bir metanın üzerinde Bitcoin cinsinden bir etiket görmüyoruz.
Peki bir değer ölçüsü mü Bitcoin? Bu sorunun cevabında yine alım-satım piyasasının sınırları içerisinde kalıyoruz ne yazık ki. Diğer kripto paraları Bitcoin cinsinden değerliyoruz, kaç Satoshi olduğuna göre. Sonuç olarak hayatımzıdaki değerlemelerde çok yeri yok gibi.
Paranın bir diğer fonksiyonu ise ekonomi politikaları aracı olmasıdır. Bu aracı da genelde adında “merkez” kelimesi geçen merkez bankaları oynar ki bu aslında merkezi olmayan Bitcoin’in doğasına aykırıdır. Çünkü merkez bankaları ekonomik duruma uygun olarak genişletici ya da daraltıcı para politikaları ile müdahil olurlar. Bitcoin’in politika aracı olması oldukça zor gözüküyor şu anki konjonktürde.
Paranın son fonksiyonu olan “değer saklama (store of value) fonksiyonu üzerinden sorgulayalım şimdi de. Nakit para sanılanın aksine kötü bir değer saklama aracıdır. Neden derseniz nakit paranızı bir sene hiçbir işlem yapmadan saklarsanız sene sonunda aynı miktardaki paranız değer kaybetmiş olur, hele de bizim gibi enflasyon içerisinde debelenen ekonomilerde paranız basit olarak mal ve hizmetlerdeki fiyat artışlarına yenilir. Enflasyonun farklı nedenleri olsa da basitçe piyasadaki ürün ve hizmetlere artan talepten, maliyet artışlarından ya da para arzındaki artıştan ötürü paranız değer kaybeder. Bu değer kaybını telafi etmek için nakit parada faiz gibi bir faktörü paranızın değerini korumak için dahil etmek zaruridir. Altın gibi değerli metaller iyi bir değer saklama aracı alternatifi olabilirler. Ayrıca altın merkez bankalarının rezervlerinde de yer alan bir değerli metaldir. Yüzlerce yıl öncesinden kalan altının bir de antika değerleri eklendiğinde eşsiz bir değer saklama aracı olma potansiyeli vardır.
Bitcoin’e geldiğimizde ise Bitcoin’in tüm para ve emtialardan farklı bizlere sunduğu sadece kendine özgü özellikleri var.
- Bitcoin kaotik bir atmosferde altından daha işlevsel ve güvenli bir değer saklama alternatifi sunuyor çünkü fiziki olarak yanınızda bir nesne taşımak zorunda bırakmıyor sizi ve bunu da sadece matematik ve algoritmanın gücüyle sağlıyor.
- Yatağınızdan bile kalkmadan ve kimseye ihtiyaç duymadan dünyanın bir ucuna para göndermenizi sağlıyor, üstelik komisyonları bankaya kıyasla çok düşük bir şekilde.
- İşlemlerinize veya public key’inize bağlı Bitcoin tutarlarınıza kimse dokunamaz diyor. Tabii tüm hatalara karşı riskleri biz kullanıcılarına yüklüyor.
Fakat yaşadığımız dönemi ilgilendiren şöyle basit bir soru soralım. Birikimlerinizi 1 yıl boyunca Bitcoin gibi volatil bir dijital varlıkta saklar mısınız? Saklasanız dahi yıl sonunda değeri koruma garantisi var mı? Sonuçta Bitcoin’in de kendine özgü ve regülasyon alanında halen daha çeşitli riskleri var. Bir soru da şu ki; Bitcoin’in 2140 yılına kadar üretileceği varsayılıyor, peki 2140 yılına kadar Bitcoin hash gücünü koruyacak mı?, hash gücü demek Bitcoin’in ağ güvenliği demek, işlemlerin değiştirilemezliği demek. Peki böyle bir garanti var mı? ASIC donanım sahipleri ya da tesisleri her zaman kar edecek mi? Bu soruya maksimalistlerin cevabı genellikle “ Bitcoin altından daha nadirdir ve toplam arz hiçbir zaman değişmeyecek.” oluyor. Bu güçlü bir argüman gerçekten, enflasyonun para arzı yönlü artışına merhem olabilicek türde bir argüman ancak birkaç argüman üzerinden aşırı övgü ve yergilere yenik düşmeden sadece realize olabilecek potansiyeli ve riskleri de dahil etmek sağlıklı bir bakış açısı kazandıracaktır bizlere.
Bitcoin Bir Emtia Mı?
Borsalarda alınıp-satıldığı için evet ancak diğer emtialara baktığımız zaman hepsinin hammadde, yarı mamül ve mamül formatlarını alabildiğini görürsünüz. Petrol benzine vb. yakıtlara dönüşür, altın otomotiv sanayinde ve teknolojide kullanılan bir metaldir, kahveyi, mısırı, buğdayı işleyip türlü gıda ürününe çevirerek bir fayda yaratırsınız. Peki ya Bitcoin? Bitcoin Blockchain teknolojisinin bir ara ürünü, blockchain 1.0’ın ise ana ürünü olarak kabul edilebilir zaten sağladığı faydaları yukarıda yazdım.
Sonuç
Bitcoin yıkıcı ve devrimsel Blockchain 1.0 teknolojisinin marka değeri en yüksek ürünü blockchain yolunun ise başındaki bir ara mamül. Altındaki merkezi otoriteyi yok eden tasarıma sahip olmasıyla Bitcoin hiçbir emtia ile kıyaslanmasına gerek dahi yok ya da alışılagelmiş para fonksiyonlarına sığdırmamıza da gerek yok çünkü Bitcoin tüm bunlardan öte sadece kendine özgü bir vizyon sunuyor. Bitcoin temelinde ilmek ilmek işlenmiş güçlü felsefesi ile alışılagelmiş ve hatta kutsallaştırılarak kendini korumaya aldığını sanılan tüm kavramları bizlere sorgulattı ve dokunulmaz zannedilen değerleri paçavra gibi bir kenara attı, insanları uyandırdı. Bitcoin bizlerin ilk kripto parası oldu, büyük kitlelere devrimsel biri ürünü kullanma imkanı verdi. Varsın 2140’a kadar yaşamasın açtığı çağ bile yeter. Ben Bitcoin ile tanıştıktan sonra eskiden okuduğum ve bildiğimi sandığım her şeyi bir kenara bıraktım ve ilerlemenin tadını çıkartıyorum. Kullanım alanları konusunda gelecekte daha faydalı yazılar yazmayı düşünüyorum ama en azından blockchain teknolojisinin en büyük faydası dünyamızı daha kötü bir hale getiren siyasetçilerin ve kirli örgütlerinin seçimlerde oylar üzerinde hile ve manipülasyon yapmasını engellemesidir. Oylama sistemi ABD Batı Virginia’da 2018 yılında denenen bir çözüm oldu ayrıca yine yatağından bile kalkmadan insanlar oy kullandı.
Gelecekte Bitcoin olasılık olarak gücünü ve konumunu yitirebilir ama bir ateş artık yandı.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.