Bitcoin ağının 2009 yılında başlatılmasından sonra en büyük kripto paranın yaratıcısı Satoshi Nakamoto’nun yazışmalarında sürekli olarak Bitcoin’in arzının sınırlı olması gerektiği üzerinde durduğu görülüyor. Basit bir örnekle, Satoshi’nin 9 Temmuz 2010 tarihli bir paylaşımında, “Birisi dünyada az bulunan bir varlığı almaya çalıştığında, ne kadar çok alım yaparsa fiyat o kadar yüksek olur.” ifadelerini kullandığı görülüyor.
Öngörülebilir Ekonomik Sistem
Bitcoin’in mucidi, üretilebilecek Bitcoin’in arzını sınırlandırmakla kalmayıp her 210.000 blokta sistematik ve matematiksel olarak blok ödülü miktarını azaltacak şekilde aslında önemi sonralardan anlaşılan kritik bir ayarlama yaptı. Kripto meraklıları bu ayarlama olan blok ödülünün azaltılmasını “yarılanma” olarak adlandırmak çünkü blok ödülleri her her 210.000 blokta bir yarı yarıya düşmektedir.
Şu anda BTC’nin aktif arzı yüzde 3,6-3,8 civarında ve bu oranlar uzmanların dolaşımdaki BTC arzının çok daha az olduğunu varsaymasından geliyor. Uzmanların bu varsayımının yüksek ihtimalle doğru olduğunu biliyoruz çünkü çok sayıda kullanıcı BTC’lerini kaybetti ya da yıllar önce oluşturulan eski cüzdanlardaki BTC’ler beş yıldan fazla bir süredir hareketsiz bir şekilde duruyor. Yapılan çalışmalar ayrıca 11 milyona yakın BTC’nin bir yıldan uzun bir zamandır hareket etmeden durduğunu gösteriyor.
BTC’nin aktif arzı taleple birleştiğinde ve her dört yılda bir düşen blok ödülü kimsenin kontrol edemediği enflasyon oranıyla öngörülebilir ekonomik sistemi geliştirdi.
2011 yılında yüzde 30-50 arasında olan Bitcoin’in enflasyon oranı, 2011-2014 arasında yüzde 12’ye düştü. Blok ödülünün 25 BTC’den 12.5 BTC’ye düştüğü 2016 yılındaki yarılanmanın ardından Bitcoin’in enflasyon oranı yüzde 5-4’e kadar geriledi. Şu anda Bitcoin’in enflasyon oranı yüzde 3,59-3,86 arasında. Gerçekleşmesine 79 gün gibi kısa bir süre kalan üçüncü Bitcoin blok ödülü yarılanmasıyla Bitcoin’in enflasyonu merkez bankalarının ortalama hedef enflasyon oranı olan yüzde 2’nin altına, yüzde 1,8’e düşecek.
Federal Reserve (Fed) gibi çoğu merkez bankası enflasyon oranı hedefini yüzde 2 civarında tutsa da enflasyon hedefini yüzde 4 gibi yüksek seviyelerde tutan birkaç merkez bankası da bulunmaktadır. Dünya çapındaki merkez bankalarının enflasyon için referans oranlarını artırma ve büyük miktarlarda para basma eğilimi ile sürekli olarak enflasyon oranlarını manipüle ettikleri bilinmektedir. Merkez bankaları küresel olarak referans noktalarının yüzde 2 olduğunu iddia etseler de, global-rates.com gerçek oranın yüzde 10’a kadar çıkabildiğini ortaya koyuyor.
Öte yandan Satoshi’nin sistematik ve matematiksel olarak tasarladığı enflasyon oranı, sistemin konulan kuralları ihlal edilmedikçe değiştirilemez.
Son 11 yılda kurallar çiğnenmedi ve Bitcoin arzının 21 milyonla sınırlı kalması konusunda hala güçlü bir fikir birliği söz konusu. İnsanlar, fiyatının daha fazla artmasıyla satın alma gücünün zamanla arttığını ve bu anlamda Bitcoin’in deflasyonist hale geldiğini düşünüyor. Dokuz yıl önce gerçek dünya değeri kazanan Bitcoin, son on yılda önemli ölçüde değer kazandı ancak bu trendine ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil.
Bitcoin’in fiyatı artmaya devam eder ve bu durum enflasyon oranı ekonomisi Ceteris paribus yani diğer tüm şeyler değişmeden ya da sabit kalırsa dünyadaki mevcut parasal durumunun aksine yeni bir sistem sağlanmış olacak. Ekonomik kripto denemesine katılanlar gelecekte Ceteris paribus’tan farklı koşullarla karşılaşabilirler. Bazı kripto spekülatörleri bunun olumlu bir şekilde sonuçlanacağına ve onlarca yıldır dünyanın görüp görebileceği en büyük servet transferi olacağını ifade ediyor.
Şu anda, kripto para piyasasındaki hakim görüş, önümüzdeki birkaç on yıl içinde, milenyum kuşağının tarihteki en zengin nesil haline dönüşeceği ve bu durumdan bankaların endişelenmesi gerektiği yönünde çünkü bu kuşağın servetlerini Bitcoin’e veya diğer kripto paralara aktaracakları düşünülüyor. Değerli bir Bitcoin yorumcusu ve yazar olan Rhythm Trader da bu konuda ısrarcı ve 2019’un Kasım ayında kaleme aldığı blog yazısında, “Milenyum’lar geleneksel olmayan bankacılığın kullanımına doğru büyük bir değişime gitmeye başladılar. Bitcoin günümüzün ‘Büyük Servet Transferi’nin en büyük faydalanıcısı” ifadelerini kullanıyor.
Merkezi planlamaya ve mevcut parasal sisteme inanan insanlar ise Rhythm Trader gibilerinin görüşlerine katılmıyorlar. Örneğin, popüler Amerikalı yazar Matthew O’Brien, 2013’ün Nisan ayında “Bitcoin’de ‘büyük deflasyonist önyargı’ var, bazı ekonomistler her zaman Bitcoin’in deflasyonist bir döngüye gireceğine inanıyorlar” diyor ve “Para arzı çoğunlukla sabittir ancak satın alabileceğin şeylerin sayısı artıyor. Daha fazla mal peşinde koşan aynı miktarda para daha değerli olacaktır. Ya da başka bir deyişle, fiyatlar Bitcoin açısından düşecek. Bu yüzden para birimi değil ve merkez bankasına sahip olana kadar para birimi olmayacak.” şeklinde devam ediyor.
Kripto para taraftarları, Mayıs ayında gerçekleşmesi beklenen üçüncü yarılanmanın ardından ekonomik ve piyasa değeri bakımından ağda ne gibi değişiklikler olacağını bilmiyorlar. Bu noktada alınabilecek en iyi referanslar, ağın sahip olduğu kurallar ve merkez bankalarının aksine, önümüzdeki yıllarda enflasyon hedefinin ne olacağına kimsenin karar vermemesi. Aksine Bitcoin’in enflasyon oranı ve arzı oldukça öngörülebilirdir.
Sonuç olarak, bu baharda piyasa değerine göre dünyanın en büyük kripto para birimi olan Bitcoin, merkezi planlamacıların enflasyon oranından daha düşük bir enflasyon oranıyla öne çıkacak ve bundan dört yıl sonra enflasyon oranı önemli ölçüde daha da düşük olacak. Tahminlere göre, Bitcoin’in enflasyon oranı bir sonraki yarılanmaya kadar yüzde 1,8 civarında olacağı yönünde olsa da yüzde 1,1 seviyelerinin görüleceği şeklinde. Ayrıca, 2025 yılına kadar ve 2026 yılında Bitcoin’in enflasyon oranının yine yarılanmaların etkisiyle yüzde 0,4 kadar düşmesi bekleniyor.
Matthew O’Brien veya Rhythm Trader’ın söylediklerini bir kenara bırakıp ortaya çıkan tabloda kesin olan bir şey var, o da Bitcoin’in merkez bankalarının başaramadığını 11 yılda başardığına tanık olmaya oldukça yakın olduğumuz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.