Tarih boyunca bankacılık endüstrisi her zaman çeşitli risklerle karşı karşıya kaldı ama bir şekilde üç bin yıldan uzun zamandır hayatta kalmayı başardı. Ancak şimdi geleneksel bankacılık endüstrisi jeopolitik belirsizlik ve en önemlisi yapay zeka ve Bitcoin de dahil olmak üzere yeni teknolojilerin ortaya çıkması nedeniyle daha fazla tehdit altında. Sonuç olarak, Deutsche Bank gibi dev bankalar iş modellerini radikal bir şekilde değiştirmek için harekete geçtiler.
Yeni teknolojiler, mevcut bankacılık ve finansal sistemleri çoktan bozmuş durumda. Bazı bankalar, gelişime yetişmeye çalışarak hayatta kalmak için sert adımlar atıyor. Bunun en yeni örneği Deutsche Bank’tan geldi.
Almanya’nın En Büyük Bankası
Almanya’nın ciro ve çalışan sayısı açısından en büyük bankasının yönetimi dijitalleşmenin yükseldiği ve ondan kaçılamayacağının farkında. Bu nedenle, 7 Temmuz 2019’da Deutsche Bank CEO’su Christian Sewing kurulduktan 150 yıl sonra bankanın ayakta kalabilmesi için temellerinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini itiraf etti.
Sewing, yeniden yapılanmanın ancak altyapının kökten değiştirilmesi durumunda başarılı olacağını söyledi.
Deutsche Bank, bu dönüşümü sağlamak için diğer şeylerin yanı sıra 2022 yılına kadar teknolojiye 13 milyar Euro yatırım yapmayı planlıyor. Bu bağlamda bankanın aldığı en radikal karar ise 18.000 çalışanını işten çıkaracak olması oldu.
Bankalar her zaman kredi, likidite ve faiz oranı gibi risklerle karşı karşıya kalmışlardır. Bir bankanın çok fazla yükümlülükle karşı karşıya kalması ve vadesi geldiğinde bu yükümlülükleri yerine getirmek için yeterli paraya sahip olmaması durumunda önemli sorunlar yaşanabilir.
Dahası, jeopolitik belirsizlikler de büyük bir finansal krizi tetikleyebilir. Deutsche Bank, ABD-Çin ticaret savaşının etkisinin finansal piyasadan 5 trilyon ABD dolarının çekilmesine neden olduğunu tahmin ediyor.
Devletler genellikle kriz sırasında özellikle de büyük bankaları kurtarmak isterler. 2008’deki ekonomik kriz sırasında “kaybedemeyecek kadar büyük” teorisi sistematik bir politika ile uygulandı. “Kaybedemeyecek kadar büyük” teorisi, bazı şirketlerin, özellikle finansal kurumların oldukça büyük ve birbirleriyle bağlantılı olduklarını, batmalarının daha büyük ekonomik felaket neden olacağını ve bu nedenle devlet tarafından desteklenmeleri gerektiğini ileri sürmektedir.
Ama şimdi bankacılık endüstrisi daha büyük bir tehditle karşı karşıya: Bitcoin cüzdanınızın bankanız olduğu gerçeğiyle… Uluslararası Para Fonu (IMF) başkanı Christine Lagarde, alarm zilini çaldı bile. Lagarde, 2019’un Nisan aynda CNBC’ye açıklamalarda bulundu ve kripto paralar ve finansal teknoloji gelişmelerinin bankacılık sistemini açıkça tehdit ettiğini ve sarstığını söyledi.
Muhtemelen birçok banka gelecekte Deutsche Bank’ın yaptığı gibi yeniden yapılanmaya gidecek ve işgücünü azaltmaya başlayacak. Ancak, bu sefer meydana gelebilecek bir ekonomik veya bankacılık krizinde Bitcoin krizin önüne geçebilecek potansiyele sahip. İnsanlar, gerçek, güçlü bir değer deposu olarak tutabilecekleri ve ödemeler için kullanabilecekleri Bitcoin’e yönelebilirler.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.