Dünya kripto para madenciliğinin karbon ayak izi konusunu tartışırken, WazirX’ten Nischal Shetty teknik ve düzenleyici çözümleri inceledi.
Blockchain teknolojisi, birbirine bağlı bloklar ağı aracılığıyla dünya düzenini yeniden tasarlıyor, para transferlerini basitleştiriyor ve finansal alanı dönüştürüyor. Ancak artıları, kripto para birimi madenciliğinin çevreye olan etkilerinden bahseden tartışmalar nedeniyle, son zamanlarda görmezden geliniyor. Verilere göre şu anda, Bitcoin madenciliği tek başına küresel enerji tüketiminin %0,5’inden sorumlu.
Bill Gates, Mart ayının başlarında, Bitcoin’i çok enerji tüketmesi nedeniyle eleştirdi. O zamandan beri kripto para topluluğu, kripto para madenciliğinin zaten sınırlı olan mevcut kaynaklardan gelen enerjiyi nasıl tükettiği konusunda birçok tartışmayla boğuşuyor. Öte yandan kripto para birimleri de bu tartışmalar yaşansa dahi hala birçok yeni yatırımcıyı kendisine çekmeye devam ediyor. Özellikle de neon fungible token’lar (NFT), kripto para birimlerin ana akımda yer almasını sağladı. Örneğin geçtiğimiz aylarda dijital sanatçı Beeple’ın bir NFT eseri, Christie’s müzayede evi tarafından NFT olarak 69 milyon ABD dolara satıldı. Öte yandan, Fransız heykeltıraş ve çevreci Joanie Lemercier, NFT sanat eserlerinden sadece altısının satışının, stüdyosunun toplam iki yıllık enerji tüketimine eşdeğer enerji tükettiğini öğrendiğinde dehşete kapıldı.
Aşırı Enerji Tüketimi: Sorunlu Bir Alan mı?
Kripto para birimleri, kullanıcılar arasındaki ödemeleri doğrulayan ve geçmiş bir işlem günlüğünü tutan merkezi olmayan bir bilgisayar ağı üzerinden oluşturulur. Hemen hemen tüm kripto para birimleri, madencilerin zor hesaplama problemlerini çözmesini gerektiren ve böylece çok fazla elektrik tüketen Proof of Workshop konsensüs mekanizması kullanır. Bir Cambridge Üniversitesi raporuna göre, bu tür kripto para birimlerini aktif olarak kullanan yüz binlerce bilgisayar var ve bunların sadece %39’u yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyor.
Dijital devrimin çevresel maliyeti, Bitcoin ve blockchain’i bu durumun tek suçlusu olarak mahkum eden mevcut istatistiklerin çok ötesinde. Banka kartınızın tek bir dokunuşu, devasa ancak gömülü bir sistem ağı üzerinde bir işlem rallisi başlatır. Bankalar ve finans kurumlarındaki işlemlerin sıklığı (yılda 500 milyar) Bitcoin ağınınkiyle (100 milyon) kıyaslanamaz olsa da, kripto para madenciliği doğası gereği bir karbon ayak izi bırakmaya meyilli değildir. Aslında geleneksel finans çevreye kripto paralardan daha çok zarar vermektedir.
İklim değişikliğinin bugün hem işletmeler hem de kitlelerin neden olduğu büyük bir çevre sorunu olduğunu bilmeliyiz. Fakat bu konuda farkındalık artıyor. Harvard Business Review tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırma, sürdürülebilir ürünler pazarının, sorumlu olmayan diğer ürünlerden 5,6 kat daha hızlı büyüdüğünü ortaya koydu. Başka bir araştırma, müşterilerin %79’unun sosyal ve çevreye duyarlı ürünleri tercih ettiğini buldu. Çevre dostu ürünlere yönelik değişen müşteri tercihi ile kripto para endüstrisi, ana akım benimsemeye yaklaştıkça daha sürdürülebilir enerji çözümlerine doğru yönelmek zorunda. Kripto para endüstrisinin karbon ayak izini ve aşırı enerji tüketimini evcilleştirmek için mevcut çözümleri gelin beraber inceleyelim.
Kripto Paraların Çıkarılma Şeklini Değiştirme
Proof-of-work konsensüs mekanizması, doyumsuz ve bitmeyen tüketim sorunları nedeniyle enerji tasarrufuna karşıdır. Bu nedenle, kripto paraların çıkarılma şeklini değiştirmek önemlidir. Söylemesi yapmaktan kolay. Proof of Stake ve Proof of Authority gibi daha enerji verimli fikir birliği mekanizmalarını daha çok kullanmak için girişimlerde bulunuldu.
Proof of stake, ağdaki kripto paraların etkinliğinden yararlandığı için düşük enerji tüketen bir fikir birliği mekanizmasıdır. Token’larını kilitleyen bir kullanıcı blokları doğrulayabilir; bu nedenle yoğun madencilik ihtiyacı ortadan kalkar. Ethereum kurucusu Vitalik Buterin, Proof of Stake’e dayalı blockchain sharding’lerin “binlerce kat daha verimli” olduğuna kuvvetle inanıyor.
Bir grup hacker, PIVX ağı olarak adlandırılan aynı şeyi temel alan çevre dostu bir ağ oluşturdu. Şebekenin enerji gereksinimleri tek başına tek bir rüzgar türbini ile karşılanabilir!
Proof of Authority konsensüs mekanizması, kişilerin kimliğini itibara dayalı bir konsensüs sistemi olarak kullanır. Proof of Work’ün yerini alabilecek en verimli ve çevre dostu fikir birliğinden biridir.
Alternatif Enerji Kaynakları Bulmak
Bitcoin madenciliği şu anda Avusturya’nın bir yılda tükettiği enerjiden daha fazla olan yılda 69.85 TWh tüketiyor. Karbon ayak izini azaltmak için alternatif kaynaklara geçmek için acil bir ihtiyaç var. Çevreye uygun enerji çözümlerine geçiş şimdiden görülüyor. Bazı madencilik düğümleri artık hidroelektrik kullanıyor Bazı madencilik işletmeleri, petrol sahalarından yakalanan gaz sızıntılarına güveniyor. Diğerleri, madencilik operasyonlarını beslemek için giderek daha fazla güneş enerjisiyle çalışan makineleri araştırıyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları fazlası olan ülkeler, sübvansiyonlu oranlara ve benzeri diğer ödeneklere izin vererek madencileri teşvik edebilir. Şirketler, madencilerin enerji akışlarını depolamasına ve yönlendirmesine yardımcı olabilecek daha verimli ve sağlam bir madencilik ve şebeke altyapısı üzerinde çalışabilir.
Kripto Para Madenciliğinin Karbon Ayak İzini Azaltmak
Kanadalı iş danışmanı Magdalena Gronowska, blok zincirin kullanım durumlarını daha fazla araştırarak şunları söylüyor:
Bunun yanı sıra madencilik firmaları, hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmak için yeniden ağaçlandırma programları ve diğer ayırma programları uygulayabilir.
Madencilik kuleleri, ünitelerinden gelen ısıyı soğuk havalarda evleri ısıtmak için kullanabilir. Sibirya’daki Hotmine, yukarıdaki uygulamanın güzel bir örneğidir. İzlanda gibi yerler, Bitcoin madencilik teçhizatlarına doğal soğutma sağlar ve ayrıca Bitcoin madenciliğini daha yeşil ve temiz hale getirmeye yardımcı olan hidroelektrik ve jeotermal enerjiyi toplar.
Çevresel Düzenlemeler
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ve politika yapıcılar, öngörülen CO2 emisyon sınırlarını aşan kripto para birimleri için düzenleyicileri ve kategorik yasakları yürürlüğe koyabilir. Örneğin, Quebec yeni para madenciliği konusunda bir moratoryum başlattı. Kripto endüstrisi, diğer endüstriler gibi, günümüzde ticari işletmeler için giderek daha zorunlu hale gelen kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) düzenlemeleri kapsamına alınabilir.
Gelişme ve çevreyi koruma her zaman karşı karşıya gelmiştir ve bu aslında devam edecektir. Madenciliği daha enerji verimli hale getirmek ve alternatif enerji modlarına geçmek, onu karbonsuz bir teknoloji haline getirmede uzun bir yol kat edebilir.
Anlatılması gereken, blockchain teknolojisinin başlangıcından bu yana sınırlarını test ediyor olmasıdır. Kripto para topluluğu kendini biliyor ve enerji tüketimi sorununun nasıl çözüleceğini düşünüyor. Hâlâ gelişme aşamasında olan yıkıcı bir teknoloji olarak, eksiklikleri üzerinde yeniden düşünme, gözden geçirme ve yeniden çalışma potansiyeline sahip. DigiEconomist’in kurucusu Alex de Vries’in dediği gibi, “İdeal olarak değişim içeriden gelir.”
Alternatif para birimi ve teknolojilerin yakında alternatif bir çözüm bulacağından birçok kesim emin.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.